Pek bilinmeyen ve değerini bulmayan bu filmleri izlediğinizde Türk sinemasında övülecek tek şeyin Yeşilçam komedilerinden ibaret olmadığını göreceksiniz. Susuz Yaz Türk sinema tarihinin en iyi siyasi eleştiri filmlerinden biri. Politik sinema deyince akla gelen filmlerden biri olarak epey süre de gösterimi yasaklanmıştır. Konusu: Ege'nin kurak topraklarındaki köylerden biri Su sıkıntısı çeken köy halkı, yaşayabilmek için suya, su içinse su kaynaklarını arazisinde bulunduran Osman ve Hasak isimli kardeşlere muhtaçtırlar. Ağabey Hasan her zaman açgözlü ve hırslı olan taraf olmuştur. Köylülerin yakarışlarına rağmen bir damla bile su vermeyi kabul etmez. Haliyle işler fazlasıyla değişir. İyi yürekli Osman ise ağabeyinin zıttıdır. Bu genç adam ağabeyinin hırsı ve hataları nedeniyle hapishaneye dahi düşecek, aile yapısı yerle bir olacaktır. Cüneyt Arkın 'ı üne kavuşturan film nedir diye sorarlarsa, 'Taaaaa 64'te çekilmiş Gurbet Kuşları'dır. İlk Altın Portakal ödül töreninde de en iyi film seçilmiştir. Halit Refiğ 'in de yönetmen olarak ödül aldığı filmde Kahramanmaraş 'tan İstanbul 'a büyük umutlarla göç eden bir ailenin paramparça olmuş hayatı anlatılıyor. Önce bir eve yerleşen sonra bir oto tamirci açan ailede, her bir birey kente dair bambaşka bir sorunla mücadele etmeye çalışıyor. Türk sinemasında gelmiş geçmiş en iyi psikolojik tahlillerden biri olabilir bu filmde. Geçmiş döneme ait tüm filmleri ya komedi ya da kolonya içerek kör olmuş insanlarla dolu ağlak filmler sananlara gelsin. Şaheser bir film. Konusu da şöyle; Manav Halil Seks Hikaye birlikte çalışan ve boyacılık yapan Halil, iş için gittiği bir evde duvarda bir tablo görür. Tablodaki kadının görüntüsüne öyle aşık olur ki bahaneler yaratarak bir daha bir daha gidip onu izler. O kadınla bir gün evde karşılaşır. Kendisine böyle aşık olan Halil'den, Meral de etkilenir. Fakat garip olan o ki, Halil onun yalnızca resmine aşık olmuştur, kendisine değil Sait Faik Abasıyanık 'ın Menekşeli Vadi öyküsünden uyarlamadır. Türkan Şoray ve İzzet Günay' ın oynadığı film bugün 50 yılı devirmiş durumda. Türk sinemasının kült filmlerinden biri aynı zamanda. Konusu şöyle; Evden işe, işten eve gidip gelen evli ve çocuklu manav Halil bir gün pavyonda, orada çalışan kadınlardan biri olan Sabiha'yla tanışır. Birbirlerine aşık olurlar fakat Halil evli olduğunu ondan saklar. Sabiha safça oradan kurtulmanın ve Halil'le gelecek planları yapmanın peşindeyken, Halil ile ilgili gerçeği öğrenir. Tek çare Halil'in yuvasını yıkmamak için onu kendinden soğutmaktır. Ertem Eğilmez filmlerinin hepsini biliriz ama nedense bu film pek hatırlanmaz. Tarık AkanHalit Akçatepe gibi oyuncuları da içinde barındıran filmin konusu şöyle; Kahraman çok sevimli küçük bir çocuktur. Yokluk içindeki ailesi kendi kendine yeterek yaşamını sürdürür. Fakat bir gün Kahraman'ın kanser olduğu Manav Halil Seks Hikaye çıkar. Abisi ve abisinin en yakın arkadaşı da onun hayattaki en büyük isteğini yerine getirmeye çalışır: bir televizyon. Hiç parası olmayan bu ikili, o dönemin en lüks eşyalarından birini almak için her yolu dener. Söyleyin ey sevgili okurlar, siz hiç Genco Erkal 'ı gençken gördünüz mü?
yıllar sonra 4
Cok Tuhaf Cok Tanidik | PDF Evli ve mazbut bir adam olan manav Halil, (İzzet Günay) bir akşam arkadaşlarıyla eğlenmek için Beyoğlu'nda Çağlayan Saz'a gider. Daha ilk. Böyle ce, ölçek ve oyuncunun yüzündeki ifade, farklı iki zamanın ve me kânın birbirine bağlanmasını. Sabiha, manav dükkânındaki Halil'i uzaktan izlemektedir. yıllar sonra karımın beni aldatmasıHalil dengenin, geleneğin, kapalılığın ve tutarlılığın sembolü olan baba evinde-işinden, yasayı çiğneyerek kaçar ve yasak aşkının peşinden gider. Türk Sinema Tarihi. Üçüncü olarak da bu kadınları sömüren düzen, düzenin dışına çıkmalarına izin vermez. Tatmin yerine arzuya, tükenme yerine çoğalmaya yol açan eşiktir tyche" Kısa da olsa tadını çıkartmaya bakalım.
Copyright:
Böyle ce, ölçek ve oyuncunun yüzündeki ifade, farklı iki zamanın ve me kânın birbirine bağlanmasını. Halil ile pavyonda çalışan Zehra'nın aşk öyküsü İkisi birbirini sever, ama Halil'in çevresi bu ilişkiyi onaylamaz; öte yandan Zehra'nın belalısı da. Halil babasının kendisine kurduğu hayatı yaşar. Sabiha, manav dükkânındaki Halil'i uzaktan izlemektedir. Babasının manav dükkânında müşteri bekler. Daha ilk. Utangaçtır, kadın müşterilerin yüzüne bakamaz. Evli ve mazbut bir adam olan manav Halil, (İzzet Günay) bir akşam arkadaşlarıyla eğlenmek için Beyoğlu'nda Çağlayan Saz'a gider.Ancak birçok melodramdan farklı olarak Vesikalı Yarim bu bölme işlemine girişmez. Ankara: Doruk Yay. Beni değil onu seyret! Bu eve dönüş sahnesinde Halil'in ço cuklarını da ilk defa görürüz; kapıyı açan çocuk, "Anne, babam geldi" der. Martılar çığlık çığlığa her akşam, Bir büyük rüzgâr dağıtır şarkılarımı, İçim boş, gemiler boş, Nereye baksam ölüm gibi susar yalnızlar rıhtımı, Yalnızım, yalnızlık tutuyor kan gibi, Bu korku yalnızlık korkusu gözlerimdeki, Bir sabah yapayalnız öleceğim belki, Ardımdan ağlayacak, yalnızlar rıhtımı Sabiha: Ne iş yaparsın? Bu sahne, hem şarkının sözleriyle hem de şarkının kesintiye uğradığı andaki sessizlik ve bu sessizliğin yerine geçen Sabiha'nın büyülü imgesiy le filmin çağırdığı halet-i ruhiyeyi özetler. Metnin kuruluşunun temel öğelerinin pek çoğu bu "yazar" tarafından belirlenir; "yazar" filme kendi kimliğini, kendi bakışını ve bireysel özelliklerini taşır. Kadınlar için de evlilik hem maddi hem de manevi olarak bir sosyal asansör olarak sunulur. Ancak diğer yandan gözyaşları ço cuklukta yaşanan anneyle birleşme duygusunun kaybının sonucu olarak da akabilir. Nitekim, karı-koca rolünü benimsediklerini kanıtlamak, böyle gö ründüklerini onaylatmak istercesine fotoğrafçıya poz verirler. Yoksa saçlarından tutup sürükleyeyim mi? Onunla yüzleşmeye, evli olup olmadığını sormaya cesaret edemez. Baba, Halil ve Sabiha arasında bir duvar, bir sınırdır; Sabiha'yla babanın bakışlarının çakışmasında sessizli ği dolduran, bu sınırın görünür hale gelmesidir. Bu filmlerin bize nasıl dokunduğu, kültürel hayatımızda neye karşılık geldiği, bir diğer deyişle "ağızda nasıl bir tad bıraktığı" tarif edilmelidir. İki filmde de belirgin olan karakterlerin karşılaşma alanlarında kullanılan mekânın karanlık, hizbe ve karmaşık olması, otel odalarındaki sıkışmışlık bu bağlamda öykü evrenine hizmet eden aşırılıklara dâhil edilir. Orwell, Camus ve Hakikat. Dönemin hâkim toplumsal anlamlan ve toplumsal uylaşımlan kül türel temsillerde kendini gösterir. Yukarı 4 Vurgular bize aittir. Dahasını anla! Filmin anlatı uzamında üç temel mekân vardır. Bu sahne sabit kamerayla yapılan tek bir çekimden olu şur ve evin boş salonu, karşıdan, tavanı da çerçeve içine alan hafif alt açılı genel çekim ölçeğiyle görüntülenir. Ancak Vesikalı Yarimde çatışma bunun ötesine geçer; çatışma, kültürün kadın olmaya dair ürettiği birbirine zıt iki hal üzerine ku rulmuştur. Sabiha: Ya, nerelisin? Yeşil, baharın rengidir.